Türkiye Sıfır Emisyonlu Araçlara Geçiş Yapıyor

İklim krizi kaldığı yerden dünyayı tehdit ederken, birçok ülke bu soruna yönelik çalışmalara hız veriyor. Ülkeler arası iş birliği ve BM toplantıları da dahil olmak üzere küresel iklim sorunuyla alakalı çalışmalar yapılıyor. Sorunun çözümü için birçok noktada yeni adımlar atılıyor. Ancak tek başına yeterli olmadığı anlaşıldı. Dünya da uygulanmaya başlanılan programa Türkiye de dahil oldu. Burada ki amaç sıfır emisyonlu araçlar kullanarak atmosfere atılan co2 gazlarının önüne geçmek da. İklim kriziyle başa çıkma yöntemi olarak ülkeler çeşitli yollara başvuruyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı’nın (COP26) ulaşım konulu gününde, “Sıfır Emisyonlu Araçlar için Glasgow Mutabakatı” açıklandı. Buna göre 2035’e kadar dünya üzerinde benzinli ve dizel araç kalmayacak.

2035 – 2040’a kadar Benzinli ve Dizel Araç Kalmayacak

Yineleyen ve anlaşılan anlaşmaya göre Türkiye, İngiltere, Hindistan, Kanada, Norveç ve İsrail’in de aralarında bulunduğu 33 ülke; Ford Motor, General Motors, Jaguar Land Rover, Mercedes-Benz ve Volvo Cars’ın gibi önemli markaların aralarında bulunduğu 11 önemli araç üreticisi sahibi olmak üzere anlaşmayı 100’ün üzerinde imzacı onayladı. Emisyonların yüzde 83’ünü oluşturan ülkelerin ve şirketlerin anlaşmada mutabık kalması herkesi sevindirdi.

ANA SAYFA

Ormanlar Oksijen Kaynağıdır

Hiç şüphesiz ki ormanların doğal dengeye ve canlı hayatına büyük tesiri bulunmaktadır. İnsanların ve diğer canlı türlerinin hayatlarını sürdürebilmesi için ormanlara ve ormanların etkisine ihtiyaçları vardır. Ormanlar hiç şüphesiz oksijen kaynağıdır ve soluduğumuz karbondioksit gazının oksijene dönüştürülmesinde rolü pek büyüktür. Atmosfer de yaklaşık yüzde 21 civarlarında oksijen gazı bulunmaktadır. Mevcut oksijenin yüzde 56’sını ise ormanlar üretmektedir. Ormanların hayata ve yaşamın idamesinde rolü oldukça büyüktür. Bu konuda Yaşam Ayavefe hiç olmazsa insanların hayatları boyunca bir fidan dikmeleri gerektiğini ifade etmektedir. Ormanlar sellerden, kuraklara, taşkınlardan, erezyona kadar pek çok doğal afeti önleyerek dengenin oluşmasında etken rol oynar. Bilindiği üzere erezyon; tahrip olmuş topraklar üzerinde meydana gelir. Oysa ormanlarla kaplı bölgelerde erozyonun olabilmesi mümkün değildir. Ormanların hayata katkısı oldukça büyüktür. Ormanlar eğlenme, dinlenme ve keyifli vakit geçirme konusunda insanlara kolaylık sağlar. Havası, suyu ve doğal görünümü şehirlerde yaşayan insanların cazibe merkezidir. İnsanlar şehirlerden kaçarak ormanların engin ıssızlığına koşmak ister. Bu bakımdan bakıldığı zaman ormanlar insanların beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu rolü bulunmaktadır. Yerleşim yerlerinde meydana gelen hava kirliliğini ve gürültüyü önleyerek insanların dinlenmesine vesile olur. Ormanlar; insan sağlığı açısından büyük öneme sahiptirler.

Ormanların Hayatımızda Ki Yeri

Ormanlardan elde edilen çeşitli ürünler bulunmaktadır. Medeniyetin başlamasında dahi ormanlardan elde edilen odunların etkisi büyüktür. Odun, yaprak, meyve, tohum, çalı, su, toprak, kömür ve maden gibi ürünler ormanlardan temin edilmektedir. En azından birçoğu doğrudan ormanlardan temin edilirken geriye kalan diğer kısmı ise dolaylı yollardan temin edilmektedir. Endüstriyel alanda ormanlardan elde edilen odun türleri bulunmaktadır. Bunlar aşağıda sıralandığı şekildedir.

Orman Ürünleri

• Kağıtlık Odun 
• Lif Yonga Odunu 
• Sırık 
• Çubuk 
• Tomruk 
• Kalas
• Yakacak Odun
• Reçine 
• Çıra 
• Kök Odunu  
• Çam Fıstığı 
• Mantarlar 
• Kozalak
• Tel Direği 
• Maden Direği 

ANA SAYFA

Kitap Okumaya Vakit Ayırmıyoruz

KİTAP OKUMAYA VAKİT AYIRMIYORUZ. Özellikle teknolojinin gelişmesi ve sosyal medya uygulamalarının artış göstermesiyle birlikte cemiyet içerisinde bazı konulara verdiğimiz değer azalmaya başladı. Sizce de öyle değil mi? Cemiyet olarak okumaya pek fazla vakit ayırmıyoruz. Her defasında okumaktan kaçıyor, okusak dahi bir iki satırda sıkılıyoruz… Bir roman yerine sinema filmini tercih ediyor, heyecanlı bir filme denk gelecek zaman nasıl geçiyor farkında dahi olmuyoruz. Çoğu insan ise okuma alışkanlığının bir vakit kaybı olduğunu düşünüyor. Neden? Tarihe yön vermiş insanların hayatlarını inceleyecek olursak, hangi birinin yolunun kitapsızlıktan geçtiğini söyleyebiliriz? Söyleyebilir miyiz? Hayır. Mustafa Kemal, Fatih Sultan Mehmet, İskender ve daha niceleri…

Zihnimizin Çalışmasına İzin Verelim

Kitap okumanın faydaları bulunmaktadır. Kitap okuduğumuz zaman kafamızda okuduğumuz şeylere dair objeler oluşturulur. Farkında olmasak dahi kitap olurken aklımız muazzam bir düşünce üzerine yoğunlaşır. Okurken zihnimiz canlanır ve okudukça olaylara verdiğimiz tepkiler anlaşılır olmaya başlar. Zira okuduğumuz bir romanı zihnimiz görmüş olduğu nesnelerle öyle bir harmanlar ki, adeta beynimiz bir film sahnesine dönüşür. Karakterler, objeler, mekanlar…

Küçük Yaşlardan İtibaren Kitap Okuma Alışkanlığı

Kitap okumaya küçük yaştan itibaren başlamak gerekmektedir. Eğer yaşımızın geçtiğini düşünüyorsak bu da yanlış bir tabir olarak karşımıza çıkar. Okumanın yaşı, sınıfı yoktur. Okumak her yaşta her yerde yapılabilecek güzel bir eylemdir. Ancak küçük yaşlarda kitap okumaya başlamak daha yararlı ve faydalı bir eylemdir. Çocuklarımızın kitap okuma alışkanlıklarına etki etmek, aile bireyleri olarak temel sorumluluklarımızdan bir tanesidir. Öncelikle kitap okuma alışkanlığı kazandırmak veya elde etmek için merak konusu olan kitapların tercih edilmesi gerekmektedir. Yani kişinin ilgi duyacağı türden kitaplar okumak, kişinin kitap okuma alışkanlığı elde etmesi sürecinde ciddi bir kazanım getirecektir. Herkes aynı bilgiye aynı tepkiyi veremez. İnsanlar robot olsaydı ya da koyun gibi tek tip olsaydı her konuya, her bilgiye ve her eyleme ortak tepki verebilirlerdi. Ancak insanlar birey olarak kişisel bir algıya sahiptirler. Bu nedenle her insan her bilgiye ortak bir tepki vermeyebilir. Bu konuda kişinin ilgisini çektiği kitap türüne odaklanmak ve okuma alışkanlığını bu tür kitaplardan vermek daha sağlıklı bir sürecin ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Yaşam Ayavefe ile yapılan bir röportaj sırasında şu ifadelerin yer alması bizlere de ders niteliğinde olmuştur. Şöyle ki ‘’ Kitap okumak yararlı bir faaliyettir. İnsan zihni ciddi anlamda gelişme gösterir ve düşünmeye odaklanır. Faydalı düşünme ise insan zihninin inanılmaz ufkunu açar. Bir kitabın içerisinde geçen bir cümle, kişiyi bambaşka yerlere götürebilir. Herhangi bir kelime ya da olay kişinin araştırma yapmasına vesile olabilir. Böylelikle bilgi, bilgiyi getirir. Düşünme sonucunda araştırma meydana çıkar. Araştırma bilgelik yolunda kazanılmış güzel bir beceridir. Çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırmak gerektiği konusunda herkesin hem fikir olmasını temenni ediyorum. Zira okumanın kişiye hiçbir zararının olmadığını aksine pek çok faydasının olduğunu düşünüyorum.’’

ANA SAYFA

Düşünmeye Zaman Ayırmamak, Tembelliği de Beraberinde Getirmektedir

‘’Düşünmeye zaman ayırmamak, tembelliği de beraberinde getirmektedir.’’ İfadelerini kullanan Yaşam Ayavefe, insanlarımızın her zaman sağlıklı düşünmelere zaman ayırmaları gerektiğini belirtmektedir. Zira düşünme ile harman olmayan bir hayatın kullanılmadan atılan bir gaz lambasından ne farkı kalabilir ki? Her insan kıymetli ve önemli bir yere tekabül eder. Zaman hepimiz için aynı işlerken kimisi zamanı çorak ve kurak ellerde geçirmek ister. Kimi insan da içinde bulunduğu zamanın kıymetini bilerek hayatında değişiklikler arar ve gelişime kulak açar. Eskiden insanlar bilginin peşinde koşmak için dünyanın bir ucundan kalkıp diğer ucuna doğru seyahatlere çıkardı. Şimdi ise bilgi; anında ulaşabileceğimiz cep telefonlarında ya da bilgisayarlarda saklı durumda… Yalnızca ulaşılmak için istek duygusunu bekliyor.

Bilgi, Eğitim ve Yaşam Ayavefe

Dünya da eğitimin nerelerde olduğu ya da nerelerde olacağı kimin umurunda? 21. Yüzyılda bilgi ulaşmak isteyen herkese kapılarını sonsuza kadar açıyor. Farkında mıyız? Yaşam Ayavefe bilgi ve eğitim konuları üzerinde genç arkadaşlarla sık sık muhabbet programları düzenliyor. Genç arkadaşlarla bilginin ve eğitimin ne olduğu, nasıl olması gerektiği ve hayatımızda ne gibi değişiklikler yapılmalı gibi konular üzerinde saatlerce konuşmalar gerçekleştiriyor. İngiltere de bir seminer esnasında Yaşam Ayavefe’nin kullanmış olduğu şu ifadeler, aslında hayatımızda eğitimin ne olduğuna dair bilgileri gün yüzüne çıkartıyor. ‘’Bilge bir insan bilmediği zamanı bilir. Bilmediği zaman susar ve bilginin peşinden koşar. Aklı başında her insan idrak sahibidir. Şuur ve idrakin ne olduğunu bilmeyen insanlar ise eğitimin beyhude bir mefhum olduğunu düşünürler. Ancak hakikatte eğitim doğumumuzdan itibaren başlar ve ölümümüzle sona erer. Konuşmayı öğrenmekte eğitimin bir parçasıdır.’’ Sözleri ile eğitim üzerine yaptığı seminere son veren Yaşam Ayavefe bu konuşmasıyla ayakta alkışlanmış ve ülkemiz adına gurur verici bir tablo ortaya çıkartmıştır.

ANA SAYFA

Eğitim ve Hayatımız

Eğitim ve Hayatımız. Doğum anından başlayarak ölümle nihayete eren eğitimin hayatımızda oldukça kıymetli bir yeri bulunmakta. Sosyal hayatımızda dahil olmak üzere birçok bakımdan hayatımıza tesir eden eğitim hayatının kıymetini anlamak adına bu yazıyı hazırlamayı uygun gördük. Hayatın ta kendisidir diyebileceğimiz eğitim anlayışının, düşünce, davranış ve karar verme mekanizmaları üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. İnsan her zaman daha iyiye doğru adım atmak ister. Daha iyi olana, daha güzel olana ve daha yararlı olana adım için ancak ve ancak eğitim yoluna başvurmamız gerekmektedir. Eğitimi bu yönüyle anlattıktan sonra cemiyetin, ülkelerin ve tüm dünya kamuoyunun geleceğini iyi bir yöne doğru ilerletmek için nesillerin kaliteli bir eğitime sıkı sıkıya bağlanması gerektiğini ifade edebiliriz. Bir insan tek başına bir hayat yaşarken iyi bir eğitim ve güzel bir okuma alışkanlığı sayesinde bir ömürde birden fazla hayatı yaşayabilir. Nasıl mı?

Bir Roman Bir İnsan…

Kitaplar uzun uğraşların, iyi bir tecrübenin, farklı bir bakış açısının ve daha nice farklı faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Romanları ele alalım. Bir yazar, bir romanı kaleme alırken farklı farklı faktörleri bir araya getirerek dünya kamuoyuna bir eser miras bırakmak ister. Bırakmak istediği bu mirasta ciddi bir uğraş ve hayat tecrübesi söz konusudur. Eğer birey hayatı boyunca hiçbir roman okumadan hayata elveda derse, sadece kendi hayatını yaşamış olur. Ancak aynı birey hayatı boyunca elli roman okumuş olursa, bir ömür içerisinde farklı farklı hayatları da yaşamış olacaktır. Zira bir roman da bir insanın hayatı söz konusudur. Romanların pek çoğu bir kurgu ve hayattan alınan materyallerle bir araya gelmek üzere meydana getirilmiştir. Yani Ahmet kişisi Moskova’ya gitmeden de bir kitap eşliğinde Moskova’yı ve Moskova insanını tanıyabilir. Bahsettiğim bu olgu ise ancak ve ancak kitap okuma alışkanlığı ile meydana gelebilir.

Bilge Bir İnsan Bilmediği Zaman Susmalıdır.

Gelelim iyi bir eğitimin insana kattığı değerlere… Eğitim ilk insandan bu yana var olan kıymetli ve önemli bir mefhum olarak karşımıza çıkar. Konuşmayı öğrenmekte eğitimin bir parçasıdır. Zanaat elde etmekte eğitimin bir parçasıdır. Eğitim yalnızca okullarda öğretilen ders kitaplarından ibaret değildir. Edep, ahlak, fenni dersler ve uygulamalı öğretilerin hepsi eğitimin bir parçası olarak karşımıza çıkar. Demirci Hasan ustanın yanında demir zanaatını öğrenen herhangi bir çırak; hem kendisine hem de cemiyete yararlı olacak bir iş kolu üzerinde ustalaşma yolunda adım atmış olacaktır. Bu da eğitimin bir parçasıdır. Fenni ve ahlaki dersler üzerinde yoğunlaşan ve mahkemelerde iyi ile kötüyü ayırt etmede vazife alacak bir avukatta eğitimin bir parçası olarak hayata başlar. Velhasıl eğitim hayatımızın her anında karşımıza çıkan ve yaşam boyu devam eden kıymetli bir mefhumdur. Bu konuda Yaşam Ayavefe’nin bir sözünü aktarmak istiyorum. ‘’Eğitim hayat boyu devam eder. Henüz bir idrake sahip olmadığımız çocukluk zamanımızda da… Kanımızın hızlı aktığı genlik yıllarında da… Daha ılıman ve olgun dönemlerimiz olan yaşlılık zamanlarında da devam eder. Eğitim her vakit hayatımız da önemli ve kıymetli bir yeri işaret eder. Oda şudur: Bilge bir insan bilmediği zaman susmalı ve bilginin ışığına doğru adım atmalıdır.’’

ANA SAYFA